23 Ağustos 2019 Cuma

Balkonda

Sevgiziz yaşayamıyor insan

Gündüzü kapalı, rüzgarlı gecesi sıcak ve bunaltıcı gene balkonda sırtımı oyun parkı tarafındaki duvara dayamış kulağım gene orada parkı dinliyorum. Onları dinleyerek bir nevi olanlara şahitlik istiyorum. Ben de buradayım. Çocuklar koşuşturuyor. Anneler muhabbet ediyor. Bazen öyle kafamı çevirir bulunduğum zamanlardan blidiğim bazı banklarda tek başına oturanlar oluyor çoğu gene kadın. Öyle durmak ve beklemekteler. Erkeklerin ise daha fazla beklentileri varmış gibi sanki birşeylerle oyalanıyorlar daha çok. Bazılarının yaktığı semaverden karbonmonoksit kokusunu alabiliyorum. Rüzgar önceki günler sıcaklığımı yalamıyor. Bugün daha sıcak ve daha güçsüz esiyor. Balkonda oturmak önceki günlerde olduğu kadar zevkli değil. İlk gençler ve çocuklar 3 4 köpekle parka gelmişti. Deniz parka gitmeden önce beni bu konuda bilgilendirmişti oradan biliyorum. Sırtım hala parka dönükken ölümü düşünüyordum. Ölmenin nasıl bir his olduğunu düşünüyordum. Yani şu an olan benin artık olmaması yani bir anda herşeyin bitmesini, yarım kalmış hikayelerin ne olacağını falan. Tam en derinliklerindeyken birden bir patlama sesi duydum. Neden korktuğumu ben bilyorum ya, … akabinde arkamı döndüm. Gençlerden biri köpeğin arkasını mıncırıyor. Köpek ise o gence saldırmak yerine karşısında gördüğü ilk varlık olan suçsuz zavallı köpeğe saldırıyordu. Bazen insanların yaptığı gibi

(yukarıda yazdıklarımın bir kısmı bugün yaşanmadı ama birzaman illa yaşanmışıtı.) Fabrikada bugün gözlerim bir anda görme yeteneğinden kayıp verdi. Elimi yüzümü yıkama ihtiyacı hissettim. Kocaman ekranımdaki yazıları gözlüklerim gözümdeyken göremedim. Önce anlayamadım ne olduğunu, bir on dakika kadar sonra kalbimde bir çarpıntı hissetmeye başladım. Öyle bir çarpıntı ki sanıyorum ki dikkatimi toplayamaz olmam (ki göremememin sebebi gözlerimi kısma ve bununla sağlamaya çalıştığım odaklanmanın sağlanamamış olmasındandı. ) kalbim 105 gibi hzlı sayılabilecek bir hızla atıyordu. Bir on dakika sonra 93 e gene bir on dakika sonra da 86 a düşmüştü. En son ölçtüğümde kendime gelmiştim. Odaklanabiliyordum.

Rumeli Türküleri dinliyorum şuan. Akerdeon sesini duyuyorum. Çok beğendiğim için onurlandırmak istiyorum. Balkon yolduğu 2007.

Eve geldim. Dün bir kamyonun altında kalmaktan son anda kurtulmuşken. Bugünlerde ölümden korkmak anlamlı galiba. Hikayelerimin yarım kalmasını istemiyorum sanıyorum. Hikayelerimizin yarım kalmasını istemiyoruz. Ya hikayelerimizi tamamlayıp öylece beklemeli yahut kabul etmeli yarım hikayi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder